1. Gün

Acentamızın 1 Gün evvel bildireceği saatte Sabah İzmir Adnan Menderes Havalimanı ‘nda buluşuyoruz. Bagaj ve check in işlemlerimizi tamamlıyoruz. SUNEXPRESS HAVA YOLLARI ‘na ait XQ9128 sefer sayılı Saat: 06.20 GAZİANTEP ‘e uçuşu ile Güneydoğu ‘nun Kültür ve Lezzet başkentlerine yolculuğumuz başlıyor. 2 Saate yakın uçak yolculuğu sonrasında tur aracımızda yerimizi alıyoruz. Güneydoğu Anadolu’nun en büyük, Türkiye’nin 8.il ive Milli Mücadelemiz sırasında destan yazan “Gazi” ünvanlı şehrimiz GAZİANTEP ’e ulaşıyoruz. Ardından Fırat’ın suları altındaki, Saklı Cennetin Kayıp Kenti HALFETİ ’yi keşfe gidiyoruz. Sakin (CITTASLOW) Kentimizin, geçmişten günümüze olan hikâyesini; BİRECİK BARAJI ’nda yapacağımız tekne turumuz(ekstra) sırasında dinliyoruz.  Sular altında kalan evlerini, ağaçlarını hatta camilerini izlerken hep birlikte bir zamanların Halfeti'sini hayal ediyoruz. Öykünün sonunda “Fırat’ın suyundan, Halfeti’nin havasından ve toprağından ayırmayın beni diyen!” Dünyaca ünlü SİYAH GÜL ’ün yetiştiği topraklardan ayrılarak, KELAYNAK ÜRETİM İSTASYONU ’na gidiyoruz. Dünyada soyu tehdit altında olan, başında tüy olmadığı için bu isimle anılan hayrete düşürecek kadar zarif uçan kuşumuz hakkında bilgi alıyor ve izliyoruz. Sonrasında ÇİNGENE KIZI ’nın evi olan ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ ‘ne ulaşıyoruz. Dünyanın en büyük Mozaik Müzelerinden birisi olan; Birecik Barajı suları altında kalan Zeugma Antik Kenti’nin muhteşem mozaiklerinin de sergilendiği, dünya standartlarında müze olma özelliği ile de ön plana çıkan GAZİANTEP ZEUGMA MOZAİK MÜZESİ keyifle ziyaret ediyoruz. Kentin hareketli yaşamının en önemli parçası ÇARŞILARI (ALMACI, BAKIRCILAR, BEDESTEN)’nı gördükten sonra kahve molası veriyoruz. Müdavimlerini; şairlerin, yazarların ve düşünürlerin oluşturduğu, Antep Harbi’nden Tasavvuf Söyleşilerine kadar pek çok sohbete tanıklık eden, Türkiye’nin en eski kahvehanelerinden ünlü TARİHİ TAHMİS KAHVESİ ’ne gidiyoruz. Sonraki durağımız ise türkülere konu olan hamam kültürünü en iyi şekilde anlatan, Lala Mustafa Paşa tarafından 1557 yılında yaptırılan Paşa Hamamı'nda ziyaret edeceğimiz HAMAM MÜZESİ oluyor. Türkiye'nin ilk gastronomi şehri olarak belirlenen Gaziantep’in yemek tarihini ise Göğüş Konağı’ndaki MUTFAK MÜZESİ ’nde inceliyoruz. GAZİANTEP ARKEOLOJİ MÜZESİ ziyaretimiz sonrası daracık sokakları taş konakların süslediği bizleri farklı bir yolculuğa götürecek eski yerleşim yerleşimi BEY MAHALLESİ ’nde yürüyüşe başlıyoruz. Evliya ÇELEBİ ’nin “Şehrin her sokak başında kale gibi kapıları vardır. Her gece sokaklarında kandiller yanar” dediği sokaklarda yürürken anılarımız için fotoğraflarımızı da çekmeyi ihmal etmiyoruz. Bey Mahallesi'ne her evin bir öyküsü olduğu söylenir ki hiç de haksız sayılmazlar...ERMENİ KONAĞI ’nın öyküsünü keşfe birlikte çıktıktan sonra DOKURCUM MEYDANI ’na ulaşıyoruz. Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin olması, Türk tarihini ve toplumun yaşama biçimini, dünyaya bakış açısını, töresinin, anlatan belge ORHUN ABİDELERİ ’ni görüyoruz. Milli mücadelede Antep'i işgal eden Fransız askerleri tarafından şehit edilen küçük yaşlardaki 14 çocuğun anısına yapılan 14 ŞEHİT ANITI ’nı rahmet ve saygıyla ziyaret ediyoruz. Alleben Deresi’nin güney kenarında, yaklaşık 25 m yükseklikte ayakta kalabilen kalelerin en güzel örneklerinden olan GAZİANTEP KALESİ ve YUŞA PEYGAMBER TÜRBESİ ise günümüzün son durağı oluyor. Akşam yemeği için Gaziantep ‘in yöresel lezzetlerini tadabileceğiniz bir restoranına gidiyoruz. Geceleme GAZİANTEP ‘deki otelimizde.

2. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, Selçuklu ve Osmanlı mimarisinin en iyi örneklerine ev sahipliği yapan SALİH EFENDİ SOKAĞI ile Kilis ’deki turumuza başlıyoruz.  Bir zamanlar kentin köklü ailelerinin yaşadığı TARİHİ KONAKLARI ardı ardına görüntülüyoruz. RUHİZADE KONAĞI, NEŞET EFENDİ KONAĞI, TARİHİ KİLİS EVİ, TARİHİ HÜKÜMET EVİ ’ni gördükten sonra 1334 yılında yapılan, Memluk mimarisinin en güzel örneklerinden Ulu Camii (Cami-i Kebir)’e gidiyoruz. 18.yy Kilis’in en büyük zeytinyağı ve sabunhane imalathanesi KİLİS MÜZESİ (TARİHİ SABUNHANE) sonrası Anadolu'nun en büyük höyüklerinden biri olan OYLUM HÖYÜK ’ü ziyaret ediyoruz. Daha sonra İslahiye ilçesindeki; UNESCO Dünya Mirası Geçici Listesi'nde yer alan YESEMEK AÇIK HAVA MÜZESİ VE HEYKEL ATÖLYESİ ’ne gidiyoruz. Ağırlıkları 1 ile 10 ton arasında değişen ve üzerlerinde çeşitli figürlerin de bulunduğu 518 heykelin sergilendiği müzenin ardından HATAY ’a gidiyoruz. Lübnan Dağları’ndan doğup Samandağ’a doğru yoluna devam eden; tersine akıyormuş gibi göründüğü için de ASİ ismini alan ünlü nehrimizin kenarına kurulmuş ANTAKYA ’yı keşfe çıkıyoruz. “Dünyanın en büyük tek parça mozaiği” olarak kabul edilen, 1050 metrekare büyüklüğündeki mozaiği HATAY NECMİ ASFUROĞLU ARKEOLOJİ MÜZESİ ile ziyaretlerimize başlıyoruz. Otel inşaatının kazıları sırasında ortaya çıkan arkeolojik kalıntıların, korunarak sergilendiği müzeden sonra, yine Dünya genelinde en büyük mozaik sergileme alanına sahip olan HATAY ARKEOLOJİ MÜZESİ ’e gidiyoruz. Antik Çağ'da zenginlerin alışveriş merkezi haline gelen ve o dönem meşalelerle aydınlatılan KURTULUŞ CADDESİ ’ne ulaşıyoruz. Hatay’ın Fransız işgalinden kurtuluşuna atfen “Kurtuluş” adını alan caddede, kültürel ve mimarî olarak farklı bir mekân olması dolayısıyla zaman zaman film ve klip çekimlerinde sahne olan AFFAN KAHVESİ ’nde soluklanıyoruz. 1938'den Hatay Devleti'nin, Türkiye'ye katıldığı 29 Haziran 1939'a kadar meclis binası olarak hizmet veren HATAY MECLİS BİNASI ve ATATÜRK ANITI ‘nda anılarımızı fotoğraf karelerine taşıyoruz. Sonrasında Hz. İsa’ya inanlara ilk kez “Hristiyan” adının verildiği St.PIERRE KİLİSESİ ’ne gidiyor ve panoramik olarak da Antakya’yı görüntüleme fırsatı yakalıyoruz. HARBİYE ‘ye geçiyoruz ve merkezinde serbest zaman veriyoruz. Şelaleri ve çarşısındaki yürüyüş molası sonrasında otelimize geçiyoruz. Akşam yemeği ve konaklamamız HARBİYE ‘deki otelimizde.

3. Gün

Sabah kahvaltımızı otelimizde aldıktan sonra, adını kuzey doğusundaki St.Simon (Sem‘an ) dağından alan SAMANDAĞ için hareket ediyoruz. “Türkiye’nin Tek Ermeni Köyü” olma özelliğini sürdüren VAKIFLI KÖYÜ ve HIDIRBEY KÖYÜ ise sonraki duraklarımız oluyor. Hz. Musa’nın toprağa diktiği asasının ölümsüzlük suyu sayesinde, yeşerip büyüdüğüne ve yaşının 3000 olduğuna inanılan MUSA AĞACI ’nı da gördükten sonra, ALTINÖZÜ ’ne gidiyoruz. 1875 yılına tarihlenen FATİKLİ CAMİ ’yi görüyoruz. Sonrasında CAM TERAS ’a gidiyoruz. Beyazdere Vadisi üzerinde, 75 metre yükseklik ve 16 metre uzunluğu ile en uzun cam terasımız olma unvanına sahip terasta adrenalin dolu dakikaların ardından bölgenin ilk zeytin müzesi olan TOKAÇLI ZEYTİN MÜZESİ ’ne ulaşıyoruz. Leonardo da Vinci 'nin de tasarımlarının bulunduğu ve 300 yıllık zeytinyağı sıkma atölyesinde Zeytin Ağacının tarihi serüvenini, görsellerle anlatan, zeytin ve zeytinyağı üretimine tarihin sayfalarında birlikte yolculuk yapıyoruz. Geçmişe açtığımız kapıdan bir başka kapıya yöneliyor ve GELİNLER DAĞI NEKROPOLÜ ’ne gidiyoruz. Binlerce yıllık geçmişe sahip ve çok sayıda medeniyete ev sahipliği yapan nekropolü ziyaretimiz sonrası “ADANA ’nın Yolları Taştan!..” diyerek yola düşüyoruz. Ulaştığımızda Merkez Park'ın güneyinde ve Seyhan Nehri'nin batı kıyısında yer alan ADANA SABANCI MERKEZ CAMİ ile minik Adana turumuza başlıyoruz. 1998 yılında ibadete açılan, görünüm olarak Sultan Ahmet Camii’ne, plan ve iç mekân olarak Selimiye Camii’ne benzeyen yapının hemen yanı başındaki bekçisi TAŞKÖPRÜ ise bizi bekliyor. Seyhan Nehri üzerine, IV. (385) yy. da Roma döneminde yapılan Adana’nın sembol yapısında alacağımız son fotoğraf ile turumuzu sonlandırıyoruz. Meşhur (ekstra) Adana Kebaptan yedikten sonra hava limanına transfer oluyoruz. SUNEXPRESS HAVA YOLLARI ‘na ait XQ9307 sefer sayılı Saat: 22.35 uçuşu ile ADANA ‘dan İZMİR ‘e olan uçuşumuzu gerçekleştiriyoruz. Bir başka keşif yolculuğunda tekrar görüşmek dileği ile vedalaşıyoruz.