Sabah kahvaltısını otelimizde aldıktan sonra, doğa harikası MURADİYE ŞELALESİ `ne u gidiyoruz. Fotoğraf molası verip, suyun tabiattaki gücüne tanıklık ettiğimiz dakikaların ardından tekrar hareket ediyor ve ÇALDIRAN ’a doğru yol alıyoruz. Yavuz Sultan Selim ile Şah İsmail arasında geçen Çaldıran Muharebesi’nin gerçekleştiği ovadan geçerken, tarih sayfalarına yaptığımız yolculuğun ardından Ülkemizdeki en yüksek karayolu geçitlerinden olan TENDÜREK DAĞI GEÇİDİ (2644 M.) ‘ni aşıyoruz. Tendürek volkanından çıkan lavların oluşturduğu ilginç görüntülere şahitlik ederken, fotoğraflarımız çekip DOĞU BEYAZIT `a doğru yolculuğumuza devam ediyoruz. Yan yana sıralanmış pasajların oluşturduğu çarşıda pek çok farklı ürünü, normal fiyatlarından çok daha ucuza alma imkânı bulacağımız alışveriş molası sonrası ise İSHAK PAŞA SARAYI için hareket ediyoruz. İnşa edildiği tarihten bu yana Doğu Anadolu Bölgesi ’nin sembol yapısı olmayı başarmış, ovaya hakim konumuyla görenleri kendine hayran bırakan birbirinden eşsiz taş işlemeleriyle de bizleri büyüleyecek sarayı keyifle ziyaret ediyoruz. 7600 metrekarelik alan üzerine kurulu 116 odası ile Topkapı Sarayı’ndan sonra en büyük saray olma unvanını elinde bulunduran, dedenin başlayıp, torunun tamamladığı yapıyı ziyaret ettikten sonra aracımıza tekrar geçerek yolumuza devam ediyoruz. Yüksek dağların arasına sıkıştığı için, çevresine göre çok daha yumuşak ve ılıman bir havaya sahip olan ovasında, her türlü sebze ve meyve hatta pamuk bile yetişen Iğdır`ı geçmeye başlıyoruz. Sırtını dayamış olduğu 5137 mt yüksekliğindeki ülkemizin en yüksek dağı olan AĞRI DAĞI `nı fotoğraflarken duyduğumuz derin hazzın ardından Ermenistan sınırına paralel yol almaya devam ediyoruz. Erivan`ın Evleri’ni ve sınırımıza çok yakın METZAMOR NÜKLEER SANTRALİ ’ni dahi görme imkanını yakaladığımız, Doğu’nun Çukurova’sı IĞDIR ’dan TUZLUCA, DİGOR yolunu kullanarak KARS ’a ulaşıyoruz. Derler ki: “Kars’ı görmek istiyorsan, Kars’a gitmelisin. Çünkü yol üzerinde değil, ülkemizin en doğusunda…” Biz de bu çağrıya uyuyor ve ülkemizin Kafkasya`ya açılan kapısı KARS `a gidiyoruz. Hem doğulu hem batılı özellikleriyle komşu Erzurum, Ağrı, Iğdır illerden kültürü ve yaşam tarzıyla farklı şehrimizi tanımaya başlıyoruz. 1877 yılından sonraki 40 yıl boyunca Rus işgali altında kalan şehirde; Baltık mimarisinin izlerini sunan evlerini, şehrin birbirini 90 derecelik açıyla kesen sokaklarını görerek yürüyüş yapıyoruz. KARS KALESİ, FETHİYE CAMİİ (ALEKSANDER NEVSKY KATEDRALİ) 12 HAVARİLER, TAŞ KÖPRÜ, EVLİYA CAMİİ, HARAKANİ TURBESİ, MAZLUM AĞA HAMAMI, NAMIK KEMAL EVİ, GAZİ MUHTAR PAŞA KONAĞI, KONSERVATUAR BİNASI, KARS SAĞLIK İL MÜDÜRLÜĞÜ BİNASI, RUS KONSERVE FABRİKASI, ESKİ VALİ KONAĞI BİNASI, DEFTERDARLIK BİNASI gibi yapıları görme imkânı yakalıyoruz. Kars’a yöreye özgü KARS BALI, GRAVYERİ ve KAŞARI alışverişi için alacağımız kısa molanın ardından otelimize yerleşiyoruz. Konaklama KARS ‘daki otelimizde.